#Ay Todor
Explore tagged Tumblr posts
loiladadiani · 1 year ago
Text
"In St. Petersburg we work, but at Livadia, we live."
Grand Duchess Olga Alexandrovna
In 1909, Nikolay Krasnov, who was responsible for the Yousupoff Palace in Koreiz, was engaged to design a new imperial palace in Livadia (before that, there had been an imperial residence in Livadia consisting of a large and a small palace used by Alexander II and later by Alexander III, who died at the smaller residence.) When Nicholas II decided to build the new palace, he also demolished the older residence but left the small palace where his father died.
The Tsar's diary indicates that the Imperial Family discussed the design; it was decided that all four façades of the palace should look different. After 17 months of construction, the new palace was inaugurated on 11 September 1911. In November, Grand Duchess Olga Nikolaevna celebrated her 16th birthday at Livadia.
The family was always the happiest at Livadia.
Tumblr media
One of the Tsar's "motors" at Livadia. If you look carefully, you can see the "side of the palace" where the car is parked and the main entrance in both the contemporary colored and black and white photos.
Tumblr media
Above is the beautiful Italian Courtyard of the palace as it stands today. If you look at pictures taken when the Romanovs used the palace, the centerpiece of the courtyard was different. Today, there is a fountain at the center. Examining the older pictures (below), you can see that there seemed to be what I can only describe as a "well" at the center of the courtyard. There was a column on each side of the well. In one of the photos below, you can see Grand Duke Dmitry Pavlovich; he had his own rooms at the Livadia Palace.
Tumblr media Tumblr media
Nicholas II and his family were so at ease at Livadia that they also conducted some minor official functions in addition to family activities. When the family went to Livadia, they usually went as far as Yalta by sea; it is easy to infer that the official activities they conducted were related to the crew of the Standart. In addition, at the time, it was believed that mountain air and rest could cure tuberculosis, and there were several spas and sanatoria in the mountains in the area. The Empress and the girls visited the sick there (they also participated in other charitable activities.)
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
The Yousupov family gifted the beautiful door above to Nicholas and Alexandra. The painting next to it is from a beautiful book by Kravnov ("Fiftieth Anniversary of Yalta"), who worked on the palace's design (and on that of the Crimean summer residences of several Grand Dukes.) The window is also featured in the painting.
Tumblr media
The "solarium" seems to have been a very popular area. Nicholas and his children preferred the outdoors, and Livadia seemed to provide the Empress with the perfect environment to get sun and fresh air in comfort regardless of her many ailments.
Tumblr media
This is the "Moorish" courtyard of the palace. It is small, but notice the exquisite tilework on the walls. And, of course, the little balcony between the windows seemed perfect to Alexis for him to "address" his family.
Tumblr media
The palace had a chapel so that the Romanov family could worship in privacy.
Tumblr media Tumblr media
A few of the interiors of the palace. The chandelier is Murano Glass (amazing that it survived all these years.) Olga's coming-of-age celebration took place in Livadia in the formal dining room in the photograph above, dancing spilling into the flower-perfumed courtyard. That is a luxury of the type you cannot buy! The girls' rooms are currently being restored. There are pictures of the rooms as they were, but I was not sure they were from Livadia, so I did not include them.
Tumblr media Tumblr media
Finally, some photos of the "Tsar's Path" (or Sunny Path), which exists to this day (it goes from Livadia Park to the city of Gaspra.) The family loved to walk this path (regardless of its name, it is not sunny but pleasantly breezy). This path is on one level so that anybody can walk it, regardless of their cardiovascular status. I have read two stories about how it "emerged," and as usual, the truth is probably in the middle. First story: The new Livadia Palace did not exist yet, but the Romanovs used the old palace and always loved coming to Livadia. Alexander III kept gaining weight, and his doctor recommended that he walk but not overdo it...so Alexander had the path leveled. The path's beginning and end differed from what they would be later. Second Story: Sandro had the path from Ay Todor toward Livadia built because Nicholas and Sandro's families always visited each other (they started calling it the Prince's Path.) Nicholas loved the idea and extended the path.
Today, the main path remains, and other routes to other small towns can be hiked from it. Many of the same benches and sculptures are where they were at the time of the Romanovs.
Tumblr media
Just one last photo. Here, you can see how close the palace is to the mountains and the sea. A beautiful big house full of fresh air and light with flowers perfuming the air. No wonder Olga liked it so much! (gcl)
61 notes · View notes
cvltofthepopcvlture · 7 years ago
Photo
Tumblr media Tumblr media
Batman inspired by Todor Hristov's art 
Digitally sculpted by Avi Ay Sculpture
6 notes · View notes
haberoldu-blog · 6 years ago
Text
Akıllarına aylar sonra geldi! Türkiye'ye...
https://haberoldu.com/akillarina-aylar-sonra-geldi-turkiyeye
Akıllarına aylar sonra geldi! Türkiye'ye...
İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), Yunanistan’ın Meriç Nehri üzerinden göçmenleri Türkiye’ye “geri ittiğini” tespit ettiklerini belirterek Yunan makamları ve AB Komisyonuna durumu soruşturmaları çağrısında bulundu.
    HRW’den yapılan yazılı açıklamada, “Türkiye ile kara sınırındaki Yunanistan kolluk kuvvetleri, göçmenleri düzenli olarak zorla geri gönderiyor. Bazı vakalarda güvenlik güçleri şiddete başvuruyor ve göçmenlerin eşyalarını tahrip ediyor” ifadelerine yer verildi.
“İddialar ivedilikle soruşturmalı”
    Hem Türkiye’de hem de Yunanistan’da göçmenlerle mülakatlar yapıldığı belirtilen açıklamada, “Yunan makamları, şeffaf, titiz ve tarafsız bir şekilde Yunan polisi ve sınır muhafızlarının dahil olduğu hukuk dışı ve toplu sınır dışı iddialarını ivedilikle soruşturmalı. Makamlar, şiddet ve aşırı güç kullanımı iddialarını da soruşturmalı” çağrısında bulunuldu.
Açıklamada ayrıca Yunanistan’a, göç konusunda mali yardımda bulunan AB Komisyonunun, şiddet ve “geri itme” iddialarına ilişkin AB yasaları çerçevesinde hukuki sürecin işletilmesi için baskı oluşturması gerektiği kaydedildi.
Dövüp soyup çıplak halde Türkiye’ye gönderdiler!
Açıklamada görüşlerine yer verilen HRW Avrupa Araştırmacısı Todor Gardos, “Herhangi bir suç işlememiş insanlar, hakları ve güvenlikleri göz ardı edilerek gözaltına alınıp, dövülüp Yunanistan’dan atılıyor” dedi.
Gardos, Yunanistan’ın bu yasa dışı “geri itmeyi” engelleyerek soruşturma açması gerektiğini vurgulayarak “Hükümetin yalanlamalarına rağmen, görünen o ki Yunanistan, Meriç sınırı üzerinden Avrupa Birliği’ne ulaşmaya çalışan bu insanlara kasten ve tamamen fütursuzca kapıyı kapatıyor” değerlendirmesinde bulundu.
İç çamaşırlarıyla Türkiye’ye yollandılar
Türkiye’de bulunan, aralarında Suriyeli, Yemenli ve Iraklıların da bulunduğu göçmenlerle mülakatlar gerçekleştirdikleri bilgisini veren HRW, Yunan polisi ve polise eşlik eden üniformalı ve maskeli tanımlanamayan bazı kişilerin göçmenlere şiddet uyguladıklarını tespit ettiklerini belirtti.
HRW, söz konusu güvenlik birimlerinin, göçmenlerin para ve kimlik kartı gibi eşyalarını alıp tahrip ettikleri, kıyafetlerini ve ayakkabılarını çıkartarak dondurucu soğukta sadece iç çamaşırları ile Türkiye’ye geri gönderdikleri tespitini aktardı.
HRW’nin bulguları arasında, sopa, cop ve tekmelerle dövülen göçmenlerin üzerinde bir vakada şok tabancısı kullandığı ifade edilirken, bir diğer vakada ise Fas uyruklu bir göçmenin saçlarından sürüklenerek boğazına bıçak dayandığı kaydedildi.
Öte yandan açıklamada, geri itilen göçmenler arasında 19 yaşında hamile bir kadının bulunduğu, bir diğer vakada ise Yunan güvenlik güçlerinin Afgan bir kadının çocuklarının ayakkabılarını aldıkları bilgilerine yer verildi.
Geçen ay içerisinde Edirne’nin sınır köylerinde ilk belirlemelere göre donarak öldükleri tahmin edilen göçmenlerin cesetlerine ulaşılmıştı.
Uluslararası sözleşmelere aykırı olduğu belirtilen, “geri itme” de denilen uygulamanın son zamanlarda Yunanistan tarafından sıkça uygulandığı ifade ediliyor.
Söz konusu duruma maruz kalan göçmenler ifadelerinde, Yunan güvenlik güçlerinden şiddet gördüklerini ve sonrasında botlara bindirilerek geri gönderildiklerini ileri sürüyor.
Yunan makamları, 2018 yılı içerisinde Meriç sınırı üzerinden 14 binden fazla göçmenin ülkelerine geçiş yaptığını ifade ediyor.
Öte yandan, Edirne’de yılın 11 ayında bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 30 artışla büyük çoğunluğu Yunanistan’a geçmeye çalışan 70 binin üzerinde düzensiz göçmen yakalanmıştı.
Kaynak: HABER7.COM
0 notes